Hakkımda

Fotoğrafım
Amacım, hayata farklı açılardan bakarak hayati şeyleri yakalayabilmek ve hayatımızdaki 5 maddelere dikkat çekmek

30 Ekim 2016 Pazar

5 Maddede Değeri Bilinmesi Gereken Şeyler


Bugün sizlerle belki de hepimizin duymuş olduğu Efendimiz (Sav)'in bir hadisini ele alacağız. Efendimiz (Sav) buyurdular ki;

5 şey gelmeden önce 5 şeyin kıymetini biliniz:

1. Hastalık gelmeden önce sıhhatin

Evet, her şeyin başı sağlık demişler. İnsanın sağlığı olmadıktan sonra zenginliğin de, makamın da pek bir kıymeti olmuyor. Hatta insan yediği lokmadan da bir tat alamıyor. Ayrıca, Allah yolunda kulluk ta sağlıklı bir vücutla daha iyi yapılıyor. Zaman zaman yolum bir vesileyle hastanelere düştüğü zaman sağlığın değerini daha iyi anlıyorum. Oradaki hastaları zayıf, çaresiz, dertli gördüğüm zaman sağlıklı halime şükrediyorum. Öyleyse bizler de sağlığımızın kıymetini bilmeli ve hastalıklar bizi meşgul etmeden sağlam vücudumuzla yapmamız gereken kulluğu yapmalıyız.



2. Yaşlılık gelmeden önce gençliğin

İnsanın yaşlanması demek, elden ayaktan düşmesi yani güçsüzleşmesi, gözünün iyi görmez, kulağının iyi duymaz olması demektir. Beli bükülür, gözünü uyku tutmaz ve vücudunun sıcaklığı gider yerini soğukluk alır. Artık gençliğin o enerjik halinden eser yoktur onda. Ayağı bir çukurdadır artık ve ölüm her an beklenmektedir.

O yaşlı haliyle ibadetlerini de doğru dürüst yapamaz insan. Hastalıkların da iyice kendisinde yerleştiği o demlerde ibadetlerin de neşvesini duyamaz kendisinde. O halde insan daha elinin ayağının tuttuğu, güçlü olduğu o gençlik zamanlarının kıymetini bilmeli ve onu en değerli şeyleri peylemek için geçirmelidir. Gençliğine güvenip te zevk-u safanın peşinde koşarsa, haylazlıklar yaparsa, ibadetlerimi sonra yaparım derse yarın mahşerde çok pişman olur. Hem yaşlıyken yapılan ibadet mum ışığı gibiyse gençken yapılanı ise güneş ışığı gibidir. Çünkü gençlik zamanı o kadar meşguliyet arasında insanın Rabbisini unutmaması ve secdeye varması Allah katında çok değerlidir.



3. Fakirlik gelmeden önce zenginliğin

Dünya'nın türlü türlü hali var. Bugün zengin olabiliriz ama bu yarın fakir düşmeyeceğimiz anlamına gelmez. Dünya, bir zamanlar zengin olduğu halde iflas edip fakirliğe düşen insanlarla dolu. Öyleyse insan zenginken onu iyi bir şekilde değerlendirmeli, herkese hakkını vermeli ve parasını meşru olmayan yerlere harcamamalıdır. Fakirleri küçümsememeli, kendisinin de bir gün onların durumuna düşebileceğini göz önünde bulundurarak Allah'ın kendisine ihsan ettiği zenginlikten o muhtaç insanlara da vermelidir.



4. Meşguliyet gelmeden önce boş vaktin

Zaman, insanın en kıymetli sermayesidir. Para bir şekilde kazanılır ama boşa giden zaman bir daha geri getirilemez. Aynı zamanda insan ebedi ahiret hayatını da kendisine verilen zamanla kazanacaktır. Oysa zamanımız o kadar çok insanı meşgul eden şeylerle dolu ki. Dünya, bu modern çağlarda hiç olmadığı kadar daha cazip. Sanal dünyalarda ömürler tükeniyor ve insanın en kıymetli sermayesi eriyip tükeniyor. 

Eskiden buz dolabının olmadığı o dönemlerde sokakta birisi güneş altında buz satıyormuş ve diyormuş ki; "Sermayesi erimekte olan bu adama acıyınız" Evet, hepimizin aslında sermayesi tükeniyor. Her gün bize 24 altın veriliyor ama acaba bizler bu altınları değerlendirebiliyor muyuz? Evet, insan başının kalabalık olmadığı, meşguliyetlerin kendisini sarmadığı dönemlerde boş zamanının kıymetini bilmeli ve onu en değerli şeyleri kazanmak için kullanmalıdır.



5. Ölüm gelmeden önce dünya hayatının

Evet, bizlere hayat bir kere veriliyor. Karşımızda bir hedef tahtası ve sadece bir okumuz var ve onu 12'den vur deniliyor. Ama o okunu iyi atması için her türlü eğitim veriliyor, imkanlar gösteriliyor, güzergah ta oldukça iyi aydınlatılmış. Elindeki yay ve ok da oldukça kaliteli. İnsana sadece okunu fırlatması kalıyor. Şimdi insan, eğitimden kaytarırsa, imkanları göz ardı ederse, ok ve yayına da iyi bakmazsa hedefini 12'den vuramazsa suç kimin olur? 

Aynen öyle de, insan kendisine verilen ömür sermayesini O'nun yolunda kullanmazsa, hayatını hep oyun ve eğlence peşinde geçirirse, ötelerden gelen sese kulak vermezse yarın mahşerde ellerini dizlerine vurduğu zaman suç kimin olur? Kendisinin olmaz mı? Öyleyse insan, kabristanlara bir gidip bakmalı. Oralarda yatan bir dünya dolusu insanın çoğunun "Ah!!! Tekrar dünyaya geri döndürülsek te hayırlı işler peşinde koşsak" diye hayıflandıklarını duyar gibi olmalı ve hayatına çeki düzen vermelidir.



Ne mutlu Efendimiz(Sav)'in bu hadisini hayatlarında uygulayıp Cenneti peyleyen bahtiyar insanlara!!!


27 Ekim 2016 Perşembe

5 Maddede İşe Başlarken Keşke Biliyor Olsaydım Dediğiniz Şeyler


Hepimizin geçmişle ilgili keşke'leri vardır. Keşke şunu şöyle yapsaydım, bunu böyle yapmasaydım diye. Bunlardan bazıları da bizim iş hayatımızla ilgilidir. Burada, işe başlarken keşke biliyor olsaydım diyeceğiniz 5 maddeyi ele alacağız. Hadi başlayalım;

1. Keşke Daha Çok Soru Sorsaydım  

Hızlı öğrenenler, çok soru soranlardır. Bu iş hayatında da böyledir. İşi öğrenme sürecinde bol bol soru sormanız o işi öğrenmenizi hızlandıracak ve kolaylaştıracaktır. Bunu daha sonra sorarım düşüncesi ise sizi yavaşlatacaktır. Sorularınızı ertelemeyin. En aptalca olanlarını bile. Hiç kimse o sorularınızı hatırlamayacaktır.

2. Keşke Daha Çok Not Alsaydım

Hiç kimse her şeyi hatırlayamaz. Onun için not alın. Özellikle de benim bu bilgiye ihtiyacım yok diye düşündüklerinizi. Daha sonra notlarınıza baktığınız zaman öğrenmenizin ne kadar çabuk olacağını göreceksiniz. Notlarınızı, arayınca hemen bulabileceğiniz bir düzende tutun.

3. Keşke Daha Fazla Eleştirilere Kulak Verseydim 

Birisi size bir eleştiri yönelttiğinde hemen savunmaya geçmeyin. O eleştiriyi alın ve sebebini öğrenin. Karşınızdakine teşekkür edin. Birlikte oturup sorunu çözmeye çalışın ve o eleştiriden kendinizi geliştirme adına ne elde edebileceğinizi istişare edin. İnsanlar sizin böyle yapıcı davrandığınızı ve kendilerini sıcak karşıladığınızı gördükleri zaman hep sizin yanınızda olacaklardır.

4. Keşke Daha Fazla Yardım İsteseydim 

İşte bir yerde tıkandığınız zaman başkalarından yardım istemekten çekinmeyin. Onların, sizi bilgisizlik ve becerisizlikle suçlayacaklarını düşünmeyin. Hiç kimse her şeyi mükemmel bilemez. Hepimizin zayıf noktaları olabilir. Bu bir suç değil. Bir kişiden yardım istemek aynı zamanda o kişiyi yardımı istenilecek bilgi ve beceride gördüğünüzü gösterdiğinden o kişiyi onore edecektir.

5. Keşke "Yapılacaklar Listesi"ni Daha Detaylı Tutsaydım

Yapılacaklar listesini detaylı tutmanız o işe odaklanmanızı kolaylaştıracak ve sizi daha üretken yapacaktır. Mesela, "Araştırma raporu yaz" diye bir not yerine "Araştırma raporunun nasıl yazılacağı üzerine 30 dakika beyin fırtınası yap" notu sizi daha çok yönlendirecek ve işinizi kolaylaştıracaktır.

Son söz olarak, 

Evet, işe başlayalı yıllar olmuş olabilir ama hiçbir şey için geç değil. İşinizde buradaki tavsiyeleri dikkate alıp uyguladığınız zaman kariyerinizde yükselebilir, işte aranan bir kimse konumuna gelebilirsiniz.

Daha az keşke diyeceğimiz bir hayat temennisiyle...






26 Ekim 2016 Çarşamba

5 Maddede Sunum Hataları (2. Bölüm)


Sizlerle sunum hatalarından bahsediyorduk. Bugün kaldığımız yerden devam edeceğiz. 

1. Etkisiz Görseller Kullanmak

İçeriği zayıf slaytlar ile iyi bir sunum yapamazsınız. Dolayısıyla içerik ve görselliği zengin slaytlar için biraz zaman harcamalısınız.

Bazen slaytları, cafcaflı renkler, gereksiz animasyonlar ve okunması zor olan küçük fontlarla dolu görürsünüz. En etkili slayt görselleri, özlü ve tutarlı görsellerdir. Slaytların arka plan rengini seçerken sunumun yapılacağı mekanı da göz önüne almalıyız. Mesela, karanlık odalarda, koyu arka plan üzerine beyaz font veya aydınlık odalarda açık arka plan üzerine koyu fontlar daha iyi gider ve gözü yormazlar.

Resimleri de dikkatli seçmelisiniz. Yüksek kaliteli grafikler hem içeriğinizi daha iyi anlatır hem de sizi profesyonel gösterir. Düşük kalitedeki resimler ise sunumunuzu amatörleştirir. Gereksiz bir animasyon kullanmanız da dinleyicileri rahatsız edebilir.

2. Çok Fazla Metin Kullanmak 

Slaytlarda metin kullanırken genel kural, az ve öz metin kullanmaktır. Bu yüzden slaytlarınızı metine boğmayın. Her bir madde en fazla 3 veya 4 kelimeden oluşsun ve her bir slaytta da en fazla 3 madde olsun.

Bu slaytlarınızın çok fazla olacağı anlamına gelmiyor elbette. Kendinizi 30 dakikalık bir sunum için en fazla 10 slayt yapmakla sınırlandırın. Her bir slaytın metnine ve grafiğine dikkatlice bakın ve kendinize sunuma ne eklemem gerekiyor veya ne çıkarmam gerekiyor? diye sorun.

3. Tutarsız Konuşmak

Bizler her ne kadar günün önemli bir kısmında diğer insanlarla konuşsak ta bir dinleyici kitlesine hitap etmek güç bir iştir ve bir pratik gerektirir.

Eğer sunum yaparken acele ederseniz dinleyicileriniz önemli noktaları kaçırabilirler. Kendinizi derin nefes alarak kontrol edin, hızlı konuşmaya başlarsanız bir an için durun ve derin nefes alın ve tane tane konuşmaya başlayın. Yaşanmış hikayelerden bahsetmek te dinleyicilerin ilgisini çekmek için bire birdir.

4. Dinamizm Eksikliği 

Sunum esnasında yapılan genel hatalardan birisi de bir yerde durup hep o noktadan sunum yapmaktır. Bazı sunucular masanın arkasından sunum yaparlar. Kendinizi Steve Jobs gibi hareket etmeye zorlayın. Bu şekilde vücut dilini kullanarak o konudaki coşkunuzu ve tutkunuzu gösterebilirsiniz. 

Eller, iletişimde önemlidir. Sunum esnasında ellerinize dikkat edin. Vücut diliniz doğal olsun, yapmacık olursa dinleyicileriniz bunu anlar ve alay konusu olabilir.

5. Göz Temasından Kaçınılması

Bir sunucunun, tüm sunum boyunca notlarına, ekrana, yere hatta tavana baktığı durumlarla karşılaştınız mı? Peki kendinizi nasıl hissettiniz?

Göz teması, kişilerle iletişimde önemlidir. Kısa bile olsa karşınızdaki kişilerin ilgisini çekmiş olursunuz. Eğer dinleyici kitleniz az kişiden oluşuyorsa her bir kişiyle en az bir kere göz temasında bulunun.

Dinleyici kitleniz çok fazlaysa, insanların alınlarına bakın. Bu tabi ki göz teması kadar etkili değildir ama en azından dinleyicilerin iyi hissetmelerini sağlayacaktır.

Son söz yerine,

İyi bir sunum yapmak bir çaba ve pratik gerektirir. Engelleri nasıl aşacağınızı bilirseniz de çok başarılı bir sunum gerçekleştirmiş olursunuz.

Başarılı sunumlar dileğiyle...






25 Ekim 2016 Salı

5 Maddede Sunum Hataları (1.Bölüm)


Çoğumuz sıkıcı, alakasız ve kafa karıştıran sunumlarla karşılaşmışızdır. Ama sizleri bilgilendiren, motive eden ve ilham veren sunumlar da görmüşsünüzdür elbette. Bugün burada sunumlarda en çok yapılan hatalardan bir kısmını göreceğiz. Diğer kısmını bir sonraki yazımda vereceğim. Ne kadar bu hatalardan kaçınırsak sunumumuzda o kadar başarılı olacaktır.

1. Yeterince Hazırlanmamak

Steve Jobs'un, insanlara ilham veren ünlü bir konuşmacı olduğu söylenir. Konuşmaları sanki bir çaba harcanmamış gibi gözükürmüş ama gerçekte her bir konuşma için günlerce veya haftalarca hazırlanırmış.

Evet, etkili bir sunum için dikkatli bir hazırlık gereklidir. Ne kadar hazırlık yapacağınız sizin durumunuza bağlıdır elbette ama hangi durumda olursanız olun hazırlıklara erkenden başlayın. İyi bir hazırlık yapmanız sizi sunum sırasında stres ve sinirden koruyacak ve böylece daha rahatlamış olacaksınız.

2. Mekanın ve Ekipmanın Yabancısı Olmak

Kısa zaman sonra sunumuzun başlayacağını düşünün. Sunumun yapılacağı mekana vardınız. O da ne? Projeksiyon cihazı laptonuzla uyumlu değil. Saatlerce uğraşarak hazırladığınız slaytlar bir anda çöpe gider değil mi? Tam bir felaket!

Böyle bir durumdan kaçınmanın yolu, mekana erkenden gidip ekipmanı kontrol etmenizdir. Sizin çözemeyeceğiniz bir sorun olursa da yetkililerin yardımını alacağınız bir zaman olur.

3. Dinleyicileri İhmal Etmek

Bazen konuşmacılar, sunumlarını dinleyicilerin ihtiyaçlarını hiç dikkate almadan bir an evvel yapıp bitirmek isterler. Böyle yapılan sunumlardan da dinleyiciler hiçbir verim alamaz.

Sunum yapmadan önce dinleyicilere sunumunuz hakkında bilgi verin. Sunum bitince neleri öğrenmiş olacaklar, ilk olarak neyi anlatacaksınız, bir ara verecek misiniz?, sunum esnasında soru sorulmasına izin verecek misiniz? gibi şeyler hakkında dinleyicilere bilgi verin.

Böylece, dinleyiciler neyle karşılaşacakları hakkında açık bir fikre sahip olacak, rahatlayacak ve sunumunuza konsantre olacaklardır.

4.  Uygun Olmayan İçerik Kullanmak

Bir sunumun ana amacı bir bilgiyi diğerleriyle paylaşmaktır. Bu yüzden sunumunuzda kullandığınız bilginin içeriği ve seviyesi çok önemlidir.

Dinleyicileriniz hakkında bir araştırma yapın. Niçin buradalar?, Anlatacağınız konuyu ne kadar biliyorlar? ve sizden en çok ne öğrenmek istiyorlar?.

Dinleyecilerinizle sunumdan önce görüşüp onların hislerini ve bilgi seviyelerini öğrenebilirseniz sunumunuzu daha da kişiselleştirebilir, her bir  kişiyle bağlantı kurabilir böylece onların sunumunuza daha da odaklanmalarını sağlarsınız.

5. Gevezelik Yapmak

Kısa ve özlü sunumlar çoğuz zaman uzun ve laf ebeliği yapılan sunumlardan daha etkilidirler. O yüzden sadece ana noktalara değinin. Gereğinden fazla konuşmayı uzatmanız dinleyicilerin dikkatlerinin dağılmasına neden olacaktır.

Yetişkinler için bir şeye odaklanma süresi 15-20 dakikadır. Dinleyicilerinizin sizi can kulağıyla dinlemelerini istiyorsanız bu süreye uyun.Sunumu planlama aşamasında hangi noktalara değinecek, hangi noktaları da es geçeceksiniz bunu planlayın. Bunu planlarken kendinize "Dinleyicilerimin bu bilgiye gerçekten ihtiyaçları var mı?" diye sorun. Evet dediklerinizi koyun hayır dediklerinizi atın.

Evet, bugün en çok yapılan sunum hatalarından beşini sizlerle paylaştık. Diğer beşi bir sonraki yazıya.

Görüşmek üzere!










23 Ekim 2016 Pazar

5 Maddede Tembel İnsanlara Üretkenlik Önerileri


Hayatta zaman zaman motivasyonumuzu kaybeder ve bir boşluğa düşeriz. Canımız hiç bir iş yapmak istemez. Oturduğumuz veya yattığımız yerden kalkmak istemeyiz. İşte burada kendini tembel hisseden insanlara 5 öneri sunacağız. Hadi gelin onları görelim;

1. Motivasyonum Ne?

Hayat standartlarımı yükseltmek mi, iş bulmak veya işimde yükselmek mi, başladığım bir çalışmayı bir an evvel bitirmek mi, bugünün dünden daha iyi olması mı? Her ne olursa olsun motivasyon kaynağınızın sizi yatağınızdan fırlatacak ve gözlerinizde parıltı çaktıracak kadar sizin için önemli olması gerekir. Kendinizi tembel hissettiğiniz zamanlar motivasyon kaynağınızı çağırın. Bunu bir yerlere de yazabilirsiniz. Böylece motivasyon sloganınızı gördükçe daha enerjik olursunuz.

2. Kendinize Ödül Verin

Bunu yapmanın birçok yolu var. Önemli bir iş başardığınız günlerin veya haftaların sonunda kendinizi ödüllendirebilirsiniz. Ödülün ne olacağı ise tamamen size bağlı. Hangi ödüller sizi daha çok hareketlendirip canlandıracaksa o ödülü kendinize vermeniz faydalı olabilir. Tabi ki ödüllerde aşırıya kaçmamakta fayda var. 

3. İşinize Odaklanın

Kendiniz için çok önemli bir iş ve yapılacağı zamanı belirleyin. Sonra o işi yapmanızı engelleyebilecek bütün engelleri eleyin. Örneğin, açsanız karnınızı doyurun, telefonunuzu sessize alın ve önemsiz davetleri erteleyin. Yalnızca o zaman diliminde yapacağınız işe odaklanın ve bunu her işiniz için tekrarlayın. Bu yaklaşımla daha başarılı olduğunuzu göreceksiniz.

4. Günlük Alışkanlıklarınıza İlaveler Yapın

Sabah alışkanlığınız şöyle olabilir. Yataktan kalkma, hafif egzersiz, kahvaltı, diş fırçalama ve duş alma gibi. Bunlar artık bizim rutinimiz olduğu için bunları yapmakta zorlanmayız. Otomatiğe bağlamışızdır adeta bunları. Eğer bunların arasına bir faaliyet daha ekleyebilirsek o da zamanla alışkanlık haline gelir ve kolayca yapılır. Mesela, bu sabah rutinine veya akşam yatmadan önceye bir 10 sayfa kitap okuma ekleyebilirsiniz. Böylece bir yılda en az 10 kitap bitirmiş olursunuz. 

5. Hiçbir Zaman "Sonra Yaparım" Demeyin

Evet, işlerinizi ertelemeyin. İşlerini sürekli erteleyenlerin hayatta başarılı olamayacaklarını unutmayın. Eğer bir işi daha sonra yapmanız gerekiyorsa onu belirsiz bir sonraya değil belirli bir zamana atın. Örneğin, "bu işi daha sonra yaparım" yerine "bu işi 2 gün sonra saat 14:00'te yapacağım" deyin ve notunuzu alın. Yabancı ülkelerde görmüşsünüzdür. Metro veya otobüsler tam saatlerinde kalkar veya gelirler. Çok dakiktirler. Bizlerin de böyle olması gerekir. Bunu kendinizde bir alışkanlık haline getirirseniz başarı merdivenlerini nasıl tırmandığınızı göreceksiniz.

Son Söz Yerine

Hayat her zaman tekdüze gitmez ve bizler kendimizi motivasyonumuzu kaybetmiş bulabiliriz. İşte yukarıda bahsettiğimiz öneriler sizi kendinize getirecek birer pusula niteliğindedir. Bundan sonrası ise size kalmış.






19 Ekim 2016 Çarşamba

5 Maddede Liderlerin Sahip Olması Gereken Beceriler


Çoğumuz liderliğin öneminin farkındadır. Ancak etrafımız iyi ve kötü örneklerle dolu iken kimin arkasından gideceğimiz bir muammadır. Kafamızdaki soru işareti ise "liderlik" nasıl yapılır sorusudur. Ayrıca, Liderliğe nereden başlanılır? İlk adım nedir? gibi sorular...

İşte, Liderlerin 5 Becerisi, aslında bir liderlik sürecini tanımlamaktadır. Bir projenin tamamlanması için ekibe adım adım nasıl liderlik edileceğini anlatmaktadır. Her ne zaman lider bir sıkıntıya düşecek olursa birazdan detaylarını vereceğimiz liste ona kılavuzluk edecektir. Hadi başlayalım o zaman;

1. Projenin Kapsamını ve Hedeflerini Belirler

Bir lider olmanın önündeki en büyük engellerden birisi, geleceği öngörebilme becerisidir. Liderler, bir projenin sınırlarını tespit etmeli ve projenin en iyi şekilde bitmesini sağlayacak hedefleri belirlemelidirler.

2. Proje İçin Gerekli Olan İnsan ve Kaynakları Hesaplar

Lider, elinin altında bulunan kaynakları etkili kullanan kişidir. Lider, bir takımın maksimum potansiyellerini kullanması için doğru insanları doğru yerlerde görevlendirmelidir. Ayrıca lider, projenin tamamlanması için gerekli olan para, materyaller ve diğer gereklilikleri de sağlamalıdır.

3. Vizyonu Güçlüdür 

Kolayca anlaşılabilir ve güçlü bir vizyon her şeyi değiştirebilir. Eğer lider vizyonu güçlü bir şekilde ifade edebiliyorsa onun önünde hiçbir engel duramayacaktır. Bundan dolayı vizyonu şirket değil lider belirler ve şirketini çizdiği vizyon peşinden sürükler. Aksi takdirde kendisinin belirlemediği bir vizyona uymak zorunda kalırsa işler daha da zorlaşacaktır.

4. Engelleri Araştırır

Lider, proje kesintiye uğramadan önce, bir sonraki adım ne olacak ve hangi problemlerle karşılaşabiliriz? diye kendilerine soran kişidir. Aynı zamanda lider çevrelerinin sağlıklı olmasını sağlayan ve kişilik çatışmalarını gözeten insandır. Bildiğiniz gibi ,ekipte kişiler arasında çıkar çatışması veya kırgınlıklar varsa o ekibin başarılı olmasına imkan yoktur.

5. Güç Kullanmazlar Kişileri Güçlü Kılarlar

Liderin personeli arasında tutarlı ve dürüst değerlendirme yapması takımının kapasitesini artıracak ve mükemmelleşmeyi sağlayacaktır. Lider, kendisinin değil takım arkadaşlarının başarılarını öne çıkaran, yenilikçi fikirleri destekleyen insandır. Unutulmamalıdır ki, lider güç kullanan değil, takımındaki kişileri güçlü yapan kişidir.

Son söz olarak,

Lider, geleceği öngörebilme yeteneği ile, insanları yerli yerinde kullanmasıyla, güçlü vizyonuyla, potansiyel engelleri tahmin edebilen zihni ve akli yapısıyla ve kendinden ziyade diğer insanları öne çıkaran mütevazi kişiliği ile gönüllerde taht kuran, insanların peşinde koştuğu sevilen ve sayılan bir kişidir.



18 Ekim 2016 Salı

5 Maddede Facebook'ta Paylaşmamanız Gerekenler


Günümüzde 7'den 70'e herkesin kullandığı facebook en çok tercih edilen sosyal paylaşım ağlarından biridir. İnsanın yıllardan beri görmediği arkadaşlarını görmesi, sevdikleriyle mesajlar, fotoğraflar paylaşması elbette çok güzel. Ama facebook'ta yapılmaması gereken şeyler de var. Gelin bugün bunları görelim.

1. Evinizin Yerini Bildirmek (Ya da eviniz önünde çektirdiğiniz fotoğrafı paylaşmak)

Herhalde yabancıların bizim hangi evde yaşadığımızı öğrenmelerini istemeyiz. Eğer facebook'tan ev adresimizi paylaşmamız gerekiyorsa bunu özel mesaj veya mail yoluyla yapmamız daha doğru olacaktır.

2. Çocukları Bugün Evde Yalnız Bıraktım

Eğer çocuklarınızın evde artık yalnız kalabilecek kadar büyüdüklerini anlatmak istiyorsanız bunun yeri facebook değildir. Bu paylaşımınız, yabancıların ilgisini çekebilir.

3. Tatile Çıkıyoruz

Tatile mi gidiyorsunuz? Bunu dünyaya ilan edip hırsızlara benim evim boş mesajı vermek istemezsiniz herhalde. Ayrıca, tatil fotoğraflarınızı tatildeyken paylaşmayın. Eve dönünce rahatlıkla paylaşabilirsiniz.

4. Kocam İş Seyahatine Çıktı

Bu paylaşımınız da kötü niyetli yabancılara bir davetiye olabilir. Unutmayın, günümüzün hırsızları da çağa ayak uydurdu. Onlar da sizin gibi sosyal ağları takip ediyorlar.

5. Bebeğinizin veya Çocuğunuzun Fotoğrafları

Evet, hepimiz bebeğimizin veya çocuğumuzun mutlu ve özel anlarını sevdiklerimizle paylaşmak isteriz ama buna karar vermek bence biraz da onlara ait olmalı. Büyüdüklerinde o fotoğrafları internette görmek istemeyebilirler. Bu çocuklarımızın sanal kimliklerine saygı duymak anlamına gelir. 

Son söz olarak, 

Sosyal medya bizi tüm dünyadaki sevdiklerimizle yakınlaştırdığı için iyidir ancak burada bir kısmına değindiğimiz uyarılara uyarak. Ayrıca, asıl olan sevdiklerimizle yalnızca sanal dünyada birlikte olmak değil imkanları zorlayarak yüz yüze görüşebilmek ve tenlerine dokunabilmektir.